Göğe Dair...
Göğe dair...
Göğün gecesine dair...
Sesini işitmeden soluğunu hissedebiliyor musun gökyüzünün?
Teselli verdiğini, sözleri olmadan?
Baktığında bir yıldız kayma hızında geçen hayatlarımızı görebiliyor musun?
Yeryüzünden uzaklaştıkça bakışların; gözlerinin derinleştiğini, yüreğinin genişlediğini hissedebiliyor musun?
Saymıyorum kaç kişiyiz yeryüzünde.. Fakat sayımızca eremiyoruz gökyüzüne adı yazılanların hüznüne...
Bir gün karanlığın rengi değişirse eğer.. Ve kaybolursa dizelerde faniler... Ölçüsüz mesafelere doğru yol alacağız.
Yeryüzüne bağımlı kalması nasıl mümkündür o kimsenin?
Ki uçmayı öğrenmiş ve yükselişin yolunu biliyor...
Bilinenin ötesinde, yeryüzüne bağımlı olmayanların durağı değil soluğudur göğe bakmak.. Durmadan soluklanabilmenin de mümkün olduğu...
Rasul’ün baktığı gökten farkı yoksa bugünkü göğün,
Asırlar geçmiş gök aynı kalmışsa,
Gözlerinin değdiği yere değsin gözlerim...
Nebi’nin yolda yürürken dönüp baktığı eve sadece O baktı diye bakan Abdullah,
Hacerül Esved'i yalnızca O öptü diye öpen Ömer(r.a)...
Ben de yalnızca O’nunla aynı göğe baktım, bakabildim..
Göremez O’nun gördüklerini gözlerim yine de aynı göğe, aynı aya bakmanın ortaklığını sevinç bildi kalbim..
Yorumlar
Yorum Gönder